Özel bir yemeğe çıkacaksındır ama ne giyeceğine bir türlü karar veremessin. Dolabın ağzına kadar dolu olmasına rağmen hiçbişeyin olmamasından yakınırsın. Denersin çıkarırsın olmaz yakıştıramazsın. Yarım saat uğraştıktan sonra artık vakit dolmuştur.
Eşinin seni almasına 5 dakika vardır ve sen hala ne giyeceğine karar verememiş bir şekilde dolaba bakarsın. İşte o anda gelişigüzel bir elbise seçersin ve üstüne ruh haline göre bir başörtü takarsın. Bunu yapman maksimum 3 dakikanı alır. Sonra bakarsın elbise bütün halde güzel duruyor en azından gideri var hemen bir çanta seçersin ve 5 dakika içinde hazırsın.
Selçukla başbaşa ufak bir kaçamak yapalım dedik ve o gün tam da bu durumdaydım. Les Ottomansta rezervasonumuz vardı ve ben son dakika insanı olarak tam da bu şekilde hazırlandım. Sonra da iyi ki bu elbiseyi seçmişim dedim. Her zaman simsiyah dolaşmaya alışmış olan ben bambaşka bir ben oldum ve bundan sonra renkleri daha fazla kullanmaya karar verdim.
Mavi ve pembe ile kombinledim çünkü elim doğrudan bu renklere gitti. Elbise ile çok rahat ettim ayakkabım görünmediği için rahat bir topuklu ayakkabı giydim. Les Ottomansın büyülü atmosferine yakıştı renk tercihim. Herşeyden önemlisi elbisenin içinde ben kendimi çok iyi hissettim bu da görünüşüme yansıdı.
Keyifli bir yemek yedik ve saatlerce boğazı dinledik. Arada böyle kaçamak yapıp eşlerin birbirine vakit ayırması gerekiyor.
Elbise:: Kübra Tekin
Şal:: Gucci
Çanta:: Christian Dior
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder